Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı. Konuyla ilgili bilgi almak üzere Doç. Dr. Aybala Yıldız ile bir araya geldik. Meme kanseri konusunda en çok merak edilen 7 soruyu sizler için sorduk.
Doç. Dr. AYBALA YILDIZ
2004 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Genel Cerrahi Uzmanılığı’nı Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden 2010 yılında aldıktan sonra meme kanseri alanına yönelerek European Institute of Oncology/Milano’da ‘’Onkoplastik Meme Cerrahisi’’ eğitimi aldı. Bunun dışında çeşitli aralıklarla King’s College Londra, EGSA Cape Town/Güney Afrika’da meme kanseri alanında ve Brindisi/İtalya’da tüm kanser türlerinde beslenmenin immün sisteme etkileri konularında çalışmalarda bulundu. Yurt içi ve Yurt dışı 100 ün üzerine makale ve bildirisi yayınlanmış olup 2015 yılında 34 yaşında iken ‘’Genel Cerrahi Doçenti’’ ünvanını almıştır. ‘’Meme Cerrahisi’’ ve ‘’Meme hastalıklarında beslenme’’ konusunda çalışmalarına Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde devam etmektedir.
‘’Benim sırrım hastalarla iletişimimin içten ve güçlü olması’’
‘’Özellikle cerrahide başarılı bir hekim olmanız son derece önemli ancak hastaya bunu hissettirip güven verebilmek de en az o kadar önemlidir, genç meslektaşlarıma hastalarla konuşun, konuşun, konuşun diye önerilerde bulunuyorum .’’
Hoş geldiniz. Ekim ayı meme kanseri farkındalığı ayı olması itibariyle konu açısından bizim için büyük sorumluluk ve önem teşkil ediyor. Konunun uzmanı olarak, kadınların konuyla ilgili farkındalığına katkı sağlamak adına paylaşacağınız değerli bilgiler için teşekkür ederiz.
Çok teşekkür ederim. Ben de esthetique ekibini meme kanseri farkındalığına yaptığı katkı ve gösterdiği hassasiyet için yürekten kutluyorum. Meme kanseri konusunda size en çok iletilen, en çok merak edilen sorularınıza yanıt vermeye çalışacağım.
1. Meme kanserine yakalanma sıklığı nedir?
Ülkeden ülkeye ve ırktan ırka değişmekle birlikte bir kadının hayatı boyunca meme kanserine yakalanma ihtimali 8 de 1’ dir diyebiliriz. Burada dikkat çekmek istediğim bir husus var, meme kanseri yalnızca kadınlarda görülür diye bir yanlış inanç var, erkeklerde de daha nadir olmak üzere görülebilir bu vesile ile erkek okuyucularımızı da memede bir kitle hissetmeleri halinde mutlaka bir meme cerrahisi ile ilgilenen bir genel cerraha başvurmaları konusunda uyarmak isterim.
2. Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?
Öncelikle kadın olmak, onun dışında en önemlileri memelerinde meme kanseri öncü lezyonlarının bulunmuş olması, genç yaşta adet görme, menopoza geç girme, hiç doğum yapmamış olmak veya uzun süre doğum kontrol hapı kullanmış olmak, özellikle anneye meme kanseri tanısı konulmuş olmak olarak sayabiliriz.
3. Sizin meme kanserinde beslenme konusuyla ilgili de çalışmalar yaptığınızı biliyoruz bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Beslenme-immünite ilişkisi ben bu çalışmalara başladığım yıllarda henüz yeterince değer görmüyordu ancak son yıllarda bu konuda çalışmalar arttı ve bize yeni ufuklar açtı diyebilirim. Örneğin bundan 10 yıl önce Amerika’da yaşayan Afro-Amerikan toplumun meme kanseri için ırksal bir yüksek risk taşıdığı düşünülürken, şimdilerde Afrika güneşine uyumlu koyu cilt renkleri yüzünden Amerika kıtasında yeterli D vitamini üretemedikleri için risklerinin yüksek olduğu tartışılıyor. Dolayısıyla beslenme konusu son derece önemli ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Ben kendi pratiğimde mutlaka hastanın diyetini düzenler ve dışarıdan alması gereken destekleri reçete ederim.
4. Meme kanserinde tarama metodları nelerdir?
Öncelikle mammografi son derece ucuz ve pratik bir tarama metodudur. Bunun dışında gerek olduğu durumlarda Ultrasonografi, Meme MR, Tomosentez, Elastografi gibi ek metodlar da kullanılabilmektedir.
5. Mammografi konusuna bir parantez açabilir miyiz? Pek çok kadının radyasyon korkusu sebebiyle mammografi taramasına soğuk baktığını biliyoruz neler söylemek istersiniz?
Evet, maalesef tamamıyla yanlış bir düşünce ve o kadar yaygın ki bunu burada sorarak açıklama şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Yaklaşık 30 yıldır kullanılan bir tanı aracı mammografi ve hiçbir çalışmada mammografi dolayısıyla memeye alınan radyasyonun meme kanseri riskini arttırdığına yönelik bir bulgu yok. Kaldı ki bunlar eski konvansiyonel cihazlarla yapılan çalışmalar, bugün kullandığımız dijital mammografi cihazları çok çok daha az radyasyon veriyor. Örnek vermek gerekirse mammografi ile memeye yüklenen radyasyon miktarı 1 akciğer röntgeni ile memenin aldığı radyasyonun 10’ da 1’ i kadardır. Dolayısıyla bu tekniğe çok önemli bir erken tanı metodu olarak gereken önemi vermek gerekir.
6. Meme kanseri tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Meme kanserinin asıl tedavisi cerrahidir ancak tümörün büyüklüğüne, lenf bezlerinin tutulumuna, tümörün patolojik tipi ve reseptör durumuna göre gerek ameliyat öncesi gerekse de ameliyat sonrası kemoterapi ve radyoterapi tekniklerinden de faydalanıyoruz. Son yıllarda ameliyat sırasında verilen radyoterapi sayesinde de ameliyat tekniklerinde ilerleme kaydedilmiştir.
7. Tedavide memenin alınması şart mıdır?
Yine hastadan hastaya değişebilmekle birlikte gerek ameliyat gerekse de görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile birlikte artık hastaların büyük kısmına meme koruyucu cerrahi uygulamaktayız. Aynı şekilde introperatif radyoterapi gibi tekniklerin gelişmesi ile birlikte meme alınsa dahi aynı seansta protez veya flep ile meme rekonstrüksiyonu yaparak meme kaybının yarattığı fiziksel ve psikolojik etkileri minimize ediyoruz.