Dermoliv Estetik kurucularından Dr. Özlem Mutlu Çetin en çok merak edilen estetik uygulamaları hakından önemli bilgiler verdi.
Ameliyatsız burun estetiği için uygulanan yöntemden bahseder misiniz?
Enjeksiyon yöntemi ile 15 dakikada rinoplasti uygulamasıdır. Enjeksiyon uygulamasında dolgu malzemesi olarak hyalüronik asit ya da kişilerin vücudundan elde edilen dermal dolgu kullanılır. Kalıcı değildir, ömrü enjeksiyon malzemesinin kalitesine ve özelliğine bağlıdır. Etkisini devam ettirmesi için bir yıl içinde enjeksiyonun tekrarlanması gerekir. Non-invaziv bir işlem olduğu için ortalama 15 dakika sürer ve sonuçlarını hemen görebilirsiniz, iyileşme sürecine ihtiyacınız olmaz.
Cerrahi yöntemde olduğu gibi, ameliyatsız burun estetiğinde de tasarım oldukça önemlidir. İşlem öncesinde 3D tasarım cihazı ve 3D maske uygulamalarıyla operasyondan sonra burnunuzun nasıl bir şekil alacağını size gösterir. Üç boyutlu maskeler ile öncesi ve sonrası görüntülerini karşılaştırabilir, operasyondan önce nasıl bir şekil istediğiniz konusunda beklentilerinizi kendi görüntüleriniz üzerinden çok daha net bir şekilde ifade edebilirsiniz.
Hangi durumlarda tercih edilebilir? Kullanım süresi nedir?
Estetik sorunları yaşayan herkes için uygundur,
Burun sırtı, burun ucu ve burnun yan kısımlarındaki hacim eksiklikleri, burun kemeri veya burun sırtındaki çöküntüler, Eğik, yamuk ya da asimetrik burun, ilk ameliyattan sonra ortaya çıkan hafif düzeltmeler, başarısız burun estetiğinin ardından revizyon, rinoplasti yaptırmak isteyen hastalar, burun ucu düzeltme ya da burun ucu kaldırma, burun köprüsü düzeltme, burun kırıklığından kaynaklanan estetik sorunlar, asimetrik burun delikleri düzeltmelerinde tercih edilebilir. Kalıcı olmadığı için uygulama bir yıl içerisinde tekrarlanmalıdır.
Cilt gençleştirme yöntemleri nelerdir? Hangi yaş aralığı için uygulanabilir?
Yaşlanma, güneşe maruz kalma, genetik kalıtım ve yaşam tarzı faktörleri ve beslenme, alkol tüketimi ve tütün kullanımı, yüzdeki kırışıklıkların başlıca sebepleridir. Gelişen teknolojiler sayesinde cildin bu sebeplerden dolayı kaybettiği kolajeni artırarak yüzdeki kırışıklık ve sarkmaları azaltıp cildin elastikiyetini arttıran birçok yöntem bulunmaktadır.
Bu yöntemlerden bazıları ise şunlardır;
Ultherapy cilt yüzeyini etkilemeden ses dalgaları teknolojileri ile cildin alt tabakalarına akustik enerji gönderir, cildin kolajen üretimini, cildin elastikiyetini artırır ve toparlanmasını sağlar.
Radyofrekans enerjisi ileten mikro incelikte altın iğnelerlin özelliği ise enerjinin daha güçlü ve yoğun bir şekilde cilt altına iletilmesini sağlar. Bu yöntem ciltteki kolajen ve elastin üretimini tetikler ve cilde daha sıkı, daha elastik bir görünüm verir, ince çizgilerin, gözeneklerin ve akne izlerinin görünümünü hafifletmekte son drece başarılı bir teknolojidir.
Mezolift (Mezoterapi) anti-aging uygulamada, cilde ince uçlu iğnelerle hyalüronik asit, vitamin, amino-asit, mineral ve büyüme faktörlerinden oluşan bir formül enjekte edilir. Kişinin ihtiyaçlarına göre tasarlanabilmesi, tedaviden optimum fayda sağlanmasını mümkün kılar.
Cildin alt tabakalarına kadar ulaşmayı sağlayan Lazer sistemi de anti-aging uygulama yöntemlerinden biridir. Bu yöntem ışığı mikrosütunlar halinde yayar ve cilt altında pıhtılaşma alanları oluşturur. Bu sütunlarda yeni, sağlıklı dokuyu oluşturacak olan doğal iyileşme süreci başlar. Aynı zamanda cildin üst tabakasında bulunan leke, yara izleri, cilt tonu farklılıklarında tedavi ederek dışardan içeriye doğru cildi yeniden yapılandırılmasını sağlayan bir uygulamadır.
PRP, “trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma” uygulaması bir kişinin kendi kanının alınarak trombositi ayrıştırıldıktan sonra aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır.
Plateletler veya diğer adıyla trombositler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerine sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında bulunduran kan hücreleridir. Dokularımızda her hangi bir hasar oluştuğunda kanımız trombositleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır. PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda trombositleri verebilmektedir. Böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 3 ile 5 kat fazladır.
H100 denilen gençlik aşısı ise cilt altına enjekte edilerek uygulanan bir yöntemdir, aşı da bulunan hyaluronik asit ve diğer vitamin ve amino asitler sayesinde yüz mimik çizgilerinin ve kırışıklıkların açılmasına, derinin doğal yolla doldurulmasına ve sıkılaşmasına yardımcı olur. 3 hafta arayla 3-4 seans yapılması bir yıllık kür olarak kabul edilir. Tabii bu cildin yapısına göre de değişebilir. Botox ve dolgu uygulamaları da cilt gençleştirme yöntemlerindendir. Bu uygulamaların yaş aralığı kişinin ihtiyacına göre değişebilir.
PRP, “trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma” uygulaması bir kişinin kendi kanının alınarak trombositi ayrıştırıldıktan sonra aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır. Plateletler veya diğer adıyla trombositler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerine sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında bulunduran kan hücreleridir. Dokularımızda her hangi bir hasar oluştuğunda kanımız trombositleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır. PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda trombositleri verebilmektedir. Böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 3 ile 5 kat fazladır.
H100 denilen gençlik aşısı ise cilt altına enjekte edilerek uygulanan bir yöntemdir, aşı da bulunan hyaluronik asit ve diğer vitamin ve amino asitler sayesinde yüz mimik çizgilerinin ve kırışıklıkların açılmasına, derinin doğal yolla doldurulmasına ve sıkılaşmasına yardımcı olur. 3 hafta arayla 3-4 seans yapılması bir yıllık kür olarak kabul edilir. Tabii bu cildin yapısına göre de değişebilir. Botox ve dolgu uygulamaları da cilt gençleştirme yöntemlerindendir. Bu uygulamaların yaş aralığı kişinin ihtiyacına göre değişebilir.
Gözaltı torbaları için hangi tedavi yöntemini tavsiye edersiniz?
Gözaltı torbaları insanı yorgun, yaşlı ve uykusuz gösterir. Gözaltı torbalarının birkaç nedeni ve çeşitleri vardır. Nedenlerinden bazılarını genetik faktör, uykusuzluk, kolajen azalması, yaşlanma, stres ve alerjileri sayabiliriz.
Yağ birikmesiyle oluşan göz torbalarını hafif (belirgin değil), orta (bakıldığında görülebilir), çok fazla yağ toplanması(oldukça belirgin, gözler şiş ve yorgun görünür) olarak üçe ayırabiliriz. Daha önceden cerrahi yöntemlerle tedavi edilen göz altı torbalarını artık cerrahi işlem olmadan çeşitli yöntemlerle tedavi edebiliyoruz.
Yukarıda bahsettiğimiz çoğu cilt gençleştirme yöntemleri ile tedavi edilebilir, bunlardan altın iğne radyofrekans, ultherapy, lazer uygulamaları ve yukarda saydığımız diğer tedavi yöntemleri ile göz altı torbalarından kurtulabiliriz.
Eskiden uygulanan yöntemlere nazaran fazla kilolardan kurtulmak, incelmek ve sıkılaşmak adına ağrısız, acısız ve daha kolay yöntem önerileriniz nelerdir?
Öncelikle bol su içmek, sağlıklı beslenme ve düzenli spor yapmak kilonuzu dengede tutacaktır. Cerrahi yöntemler dışında özellikle bölgesel yağlanmalardan kurtulmak için farklı yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerden bir kaçını söyleyecek olursak; Soğuk lipoliz, İğne lipoliz, Işık sistemi ve ses dalgaları ile çalışan cihazlar yer almaktadır.
Soğuk lipoliz ile diğer dokulara zarar vermeden yağ dokusunun dondurulup hücre ölümüne uğratılarak vücuttan atılması sağlanmaktadır. Çalışma sistemi ise önce düşük sıcaklıkta vakum masajı kullanılarak yağ hücrelerinin özel el aparatı ile emilmesini sağlamaktadır ve bu sayede yağ hücreleri normal vücut sıcaklığından izole edilmektedir. Doku önce 45 dereceye kadar ısıtılıp sonra hızlı bir şekilde -10 dereceye kadar soğutulmaktadır. 1 saat beklenirken, yağ depolarının apopitozis (programlanmış hücre ölümü) sürecine girmelerine sebep olmakta ve yağ hücre fonksiyonlarının küçülüp kaybına yol açmaktadır.
Lipoliz iğnesi uygulamasında, bölgesel yağlanmanın görüldüğü alana 10 - 13 cm.’lik, çok ince iğnelerle PPC maddesi enjekte edilmektedir. Bu madde yağ hücrelerinin geçirgenliğini artırarak parçalanmasını ve karaciğer tarafından yok edilmesini sağlıyor. Sonrasında vücudun doğal lenfatik sistemiyle dışarı atılıyor.
Ozon Terapi Nedir? Faydaları Nelerdir?
Ozon 3 oksijen atomundan oluşan kimyasal bileşiktir. Sistemik ve lokal uygulama şekli vardır. Sistemik olarak; damarımızdan 100 cc kanı alarak 100 cc ozon ile birleşimini sağlayıp tekrar sisteme verilerek yapılan bir işlemdir.
Lokal olarak uygulanacak bölgeye enjeksiyon şeklinde de yapılır.
Majör Otohemoterapi adıyla bilinen küçük miktarlarda uygulanan ozon, vücudun kendi antioksidanlarını ve serbest radikalleri yok eden enzimleri aktive eder. İmmünmodülator etkisi ile bağışıklık sistemini dengeler, metabolizmayı hızlandırır, dolaşımı destekler, vücudun oksijen kapasitesini arttırarak kendi kendine iyileşmesine yardımcı olur.
Saç ekiminde ozonun faydaları;
Vücudumuzda tüm hücreler oksijen ile beslenir, oksijen hücrelerin yegane beslenme kaynağıdır.
Saç ekimi sırasında uygulanan ozon terapi, ekim yapılacak bölgedeki kanlanmayı ve oksijenlenmeyi arttırarak ve greft tutulum oranını arttırır.
Saç köklerini uyarır ve çoğalmasını sağlar. Saç hücresini besleyerek saç dökülmesini azaltır.
