Estetik Dergisi

FONKSİYONEL KOZMETİK JİNEKOLOJİ VE GENİTAL ESTETİK - OP. DR. BURCU AKDAĞ ÖZKÖK

FONKSİYONEL KOZMETİK JİNEKOLOJİ VE GENİTAL ESTETİK - OP. DR. BURCU AKDAĞ ÖZKÖK

FONKSİYONEL KOZMETİK JİNEKOLOJİ VE GENİTAL ESTETİK

ESTETİK BİR GÖRÜNÜMDEN ÇOK DAHA ÖTESİ
OP. DR. BURCU AKDAĞ ÖZKÖK

 

Genital Estetik alanında bilgi almak üzere, Op. Burcu Akdağ Özkök'ün Bağdat Caddesi'ndeki kliniğine konuk olduk. Konuya alanında fark yaratan bakış açısıyla dikkat çeken Op. Burcu Akdağ Özkök, çok önemli ve güncel bilgileri sizler için paylaştı.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Op. Dr. Burcu Akdağ Özkök; 2010 senesinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden derece ile mezun oldum. Uzmanlık sınavında tek tercihim olan Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde ilk tercihim olan Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ni kazandım. İhtisas sonrası devlet hizmet yükümlülüğü kapsamında 3 sene Ağrı’da çalıştım. Zorunlu hizmet günlerimden itibaren cinsel disfonksiyonlar ve seksoloji üzerine eğitimler almaya başladım.

Zorunlu hizmet sonrası İstanbul’da özel bir klinikte spesifik olarak cinsel disfonksiyonlar, kozmetik jinekolojik uygulamalar ve genital estetik üzerine çalışmaya başladım. Bu esnada ESSM (European Society for Sexual Medicine)’ den eğitim alıp sınavlarına girerek FECSM The Fellow of the European Committee Sexual Medicine) ünvanı almaya hak kazandım.

Son 5 sene içerisinde ulusal ve uluslararası pek çok “Genital Estetik ve Kozmetik Jinekoloji” eğitimine “uluslararası eğitmen” olarak katılarak bire bir “Hands On” eğitim verdim. Uygulamalı kursların yanı sıra ulusal kongrelerde sözlü sunumlar da gerçekleştirdim.

Bu esnada bir yandan da Fonksiyonel Tıp Platformu Bilim Kurulu Üyesi olarak 100’lerce hekime, 1000’lerce diyetisyen ve eczacıya eğitimler verdim. 4 senedir tüm hastalarımı fonksiyonel tıp yaklaşımı ile bütüncül olarak ele alıyor, kronik hastalıklarda ve menopoz gibi süreçlerde “iyide kalabilmeyi” hedefliyorum.

Kozmetik jinekolojik uygulamalarla fonksiyonel tıp yaklaşımımın birleşmesi neticesinde kronik vajinal kandida, genital liken skleroz, ağrılı cinsel ilişki, vajinal kuruluk gibi konularda kendime ait özel tedavi protokolleri geliştirdim. Bu sayede klasik yaklaşımlarla tedavi olamamış pek çok kronik probleme sahip hastamın iyileşmesine aracı olabildim. Tüm bunların yanında bu hayatta yapmış olmaktan en gurur duyduğum şeylerden birisi ise 2019 yılında resmi olarak kurulmuş olan KAHEV (Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı)’in 5 kurucu üyesinden birisi olmak diyebilirim. Türkiye’nin her noktasında burs verdiğimiz 1000’lerce öğrenci; yapımına aracı olduğumuz 100’lerce kütüphane, robotik kodlama atölyesi bulunmakta. 2019-2023 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği görevini de yürüttüğüm vakfımızda hala Mütevelli Heyet Üyesi olarak yer almaktayım. Evliyim, 8 yaşında bir kızım var; iki de kedi annesiyim. 2023 Ocak ayı itibari ile İstanbul Bağdat Caddesi’nde kendi kliniğimde hasta kabul etmekteyim.

Bir kadın doğum uzmanı olarak çok genç bir yaşta çok farklı alanlara yöneldiğinizi görüyoruz. Bu alanlara yönelmek nasıl geldi aklınıza?

Çok küçük yaşlarımdan itibaren konuşulmayanı konuşmayı, anlatılmayanı öğrenmeyi, tabu olarak kabul edilenleri normalize etmeyi severdim.Kadın genital organları ve kadın cinselliği ise yıllardır konuşulmayan-anlatılmayan-tabu haline getirilen konulardı. Tüm bunlar bir yana kadınların genital organları hakkında da, cinselliği hakkında da kadınlardan çok erkeklerin sesi çıkıyordu!

Sahi erkeklerin vajinası mı vardı? Neye dayanarak bu kadar çok yorum yapabiliyorlardı?

İşte tüm bunlar, benim bu alanda çalışma isteğimi artırdı. Önce bir kadın olarak, sonra bir kadın jinekolog olarak, en son da bir kadın seksolog ve kozmetik jinekolog olarak hemcinslerime hizmet etmek istedim.

Alışılmışın çok dışında bir yorum oldu gerçekten...

Evet, zaten genital estetiğe bakış açım ve bunu hastalarıma sunuşum da farklıdır. Ben genital estetiği ve kozmetik jinekolojik uygulamaları “erkekler için değil” KADININ KENDİSİ İÇİN gerçekleştiriyorum. Artık “sımsıkı vajinanın”, “bebek gibi vulvanın”, “20 yaşında görünen genital”in peşinde koşan eril dilden uzaklaşıp; kadına daha konforlu bir yaşam imkanı sunan labiumların, cinsellik esnasında “kadının” daha çok haz almasını sağlayan vajinanın, rejeneratif tedavilerle yıllara meydan okuyan dokuların, klitorisin sınırlarını zorlayarak yepyeni kapılar açacak uygulamaların konuşulduğu daha “dişil” bir dile geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

20 YAŞINA DÖNMEYİ NEDEN İSTEYEYİM Kİ?

Kadınlara sürekli içinde mevcut olarak bulunduğu yaştan ötürü eksik ve “eskimiş” hissetmesi sağlanıyor. 40’lı yaşların keyfini yaşayan, kendisini yakalamış, ilişkiden beklediğini bulmuş, hayatın tadını çıkararak yaşayan bir kadına neden “vajinası ve vulvasının 20 yaşındaki gibi olursa” daha tercih edilesi bir kadın olacağını empoze ediyoruz?

Ben diyorum ki; tercih edecek olan kadındır, ben 40 yaşındaki kadının vajinasını, iç dudaklarını, klitorisini öyle bir hale getiririm ki; 40 yıl boyunca yaşamadığı kadar keyif alır kendisinden ve cinsel hayatından. Ben “kadınlar için” çalışıyorum.

Benzer şekilde “düzeltme” kelimesinden de hoşlanmıyorum, hiçbir organımız “bozuk” olarak dünyaya gelmeyiz. Ancak mevcut hali bizi fiziksel veya psikolojik olarak rahatsız edebilir; bu durumda düzeltmez “değiştiririz”  yani rekonstrüksiyon… Belki çok küçük kelime oyunları olduğunu düşüneceksiniz ancak bunlar ciddi bir biçimde bilinçaltına giren ve gencecik kızların kendisini “eksik” ve hatta çok üzücü ama adeta “defolu” gibi hissetmesine yol açan yorumlar…

Kullandığımız dile çok dikkat etmemiz gerekiyor çünkü; genital organlarımızın en çok fonksiyon gösterdiği cinsel hayatımız dinamikleri açısından çok hassas dengeler üzerine kurulu. Bunu seksolog kimliğimle rahatlıkla söyleyebilirim…

Peki, o zaman “kadınlar için” hangi genital estetik ve kozmetik jinekolojik işlemleri gerçekleştiriyorsunuz?

Gerçekleştirdiğim işlemleri cerrahi işlemler ve cerrahi dışı işlemler olarak 2 ayrı kategoride sayabilirim.

Cerrahi işlemlerde en sık gerçekleştirdiğim labioplasti yani iç dudak estetiği operasyonu, labioplasti esnasında neredeyse her hastaya klitorohudoplasti operasyonu da yapıyorum. 

Bir diğer sık gerçekleştirdiğim işlem vajina daraltma (vajinoplasti) operasyonu.

Bunların dışında labia majoraplasti yani dış dudaklardaki gevşek ve sarkmış derinin çıkartılması operasyonunu yapıyorum. Majoraplasti, diğer operasyonlara göre daha az bilinse de yoğun talep olan işlemlerden.

Dış dudaklara yağ veya hyaluronik asit vererek, dış dudakların daha hacimli bir görünüme kavuşturulması (labia majora augmentasyonu) kadınların sıklıkla istediği işlemlerden. Eğer hacim vermek için hyaluronik asit koyacaksak; işlemi klinik ortamında lokal anestezi ile kolaylıkla gerçekleştirebiliyorum. Eğer kişinin kendi yağını kullanacak isek, o zaman hastane ortamında karından veya bacaktan liposuction yöntemi ile yağ alarak dolgu maddesini hazırlamak gerekiyor.

Son zamanlarda en çok sorulan operasyonlardan birisi ise monsplasti operasyonu. Mons pubis; karnımızın hemen altında yer alan, dış dudaklarımızın birleşerek oluşturduğu çizginin hemen üstündeki alan. Bu bölgedeki yağ birikimi zayıflamaya çok dirençli olabiliyor ve kadınları tayt, bikini veya dar bir pantolon giydiklerinde rahatsız edebiliyor. İşte mons pubisteki yağın liposuction ile alınmasına monsplasti deniyor.

Gerçekten geniş bir ameliyat yelpazesi varmış. Bunların yanı sıra bir de cerrahi olmayan yöntemler var, öyle değil mi?

Evet. Kozmetik jinekolojik işlemler genital bölgenin sadece görünümü üzerine değil, fonksiyonları üzerine de çok etkili.

Lazer şüphesiz en sık uyguladığım işlem, klinikte sağ kolum diyebilirim. Lazeri ayrı bir başlıkta anlatsam daha iyi olur çünkü gerçekten kadınlar için bulaşık makinesinden sonra bulunmuş en harika teknoloji olduğunu düşünüyorum!

Genital PRP'de çok sık uyguladığım bir işlem. PRP’yi çoğu zaman lazer uygulamasıyla birlikte uyguluyorum, böylelikle lazerin de etkisi artmış oluyor. Vajinal kuruluk tedavisinde vajinanın giriş kısmı ve iç kısımlara, haz tedavilerinde klitorise ve vajina ön duvarına, rejenerasyon amaçlı vulvada cilde uygulayabiliyoruz.

Hyalüronik asit de pek çok farklı çeşidi ve uygulama alanı olan bir ürün. Hyalüronik asidin içerdiği çapraz bağ oranına döre dış dudakta dolgu amaçlı, vajina içinde yenileme ve haz artırma amaçlı ve yine vajina girişinde esnekliği ve nemliliği artırma amaçlı kullanabiliyoruz. Son 2 kullanım alan, özellikle menopoz dönemindeki hastalarda ortaya çıkan cinsel problemlerde çok başarılı sonuçlar aldığımız yöntemler.

Renk açma tedavileri de kadınlar tarafından sık talep edilen işlemlerden. Bu tedavilerde hangi yöntemi seçeceğimize renk açma işlemi uygulayacağımız bölgeye göre karar veriyoruz. Örneğin dış dudaklar için yine lazeri kullanabilirken, eğer kasıkları da içine alan çok daha geniş bir bölgenin rengini açmaya çalışacaksak, yüksek derişimli TCA gibi asit solüsyonlarını veya mezoterapik uygulamaları tercih ediyoruz.

Bunların yanısıra bir de son yıllarda giderek önem kazanan SVF (stromal vasküler fraksiyon) gibi tedaviler de uyguluyoruz. Bu yöntemde lipoaspirasyon ile elde edilen yağ dokusunu özel işlemlerden geçirerek bir sıvı elde ediyoruz. Bu sıvıyı rejenere olmasını, yani onarılmasını-yenilenmesini istediğimiz alana özel bir teknikle enjekte ediyoruz. Böylelikle, yağ dokusunun içerdiği kök hücrelerden faydalanmış oluyoruz. SVF yöntemini, özellikle Lichen Sklerozus gibi genital bölgeyi tutan kronik inflamatuar cilt hastalıklarında tercih ediyoruz.

Labioplasti operasyonunu bize biraz anlatır mısınız? İç dudakların büyük olması nasıl problemlere neden olabiliyor? Bu operasyon hastalara ne gibi faydalar sağlıyor?

Labioplasti, yani iç dudak estetiği son yıllarda en çok talep edilen operasyonlardan birisi. Talep giderek artıyor; çünkü kadınlar böyle bir operasyonun mümkün olabildiğini daha yeni yeni öğreniyorlar, hala bilmeyen pek çok kadın var. Hipertrofik yani büyük, uzun, kalın veya esnek dudaklar bir kadının hayatında pek çok olumsuzluğa yol açabiliyor. Bir kere sürekli külota, pantolona, tayta sıkışıyor ciddi rahatsızlık veriyor. Tayttan, bikiniden belli olabiliyor ve pek çok kadın bu yüzden rahat tayt, bikini giyemiyor. 

Katlantılı yapı nedeniyle sürekli nemli, ıslak kalıyor genital bölge; bu durumda sık tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabiliyor. Cinsel ilişki sırasında da pek çok sıkıntı yaşıyor kadınlar. Kimi hastam ilişki esnasında oluşan gerginlikten her ilişkide canının yanmasından muzdarip, kimi hastam ilişki spontanlığının bozulmasından, kimi hastam ise görünüşünden dolayı utanıyor, özgüveni düşüyor ki bu durum cinsellik sırasında en istemediğimiz durumdur. Uzun vadede hem haz problemleri, hem de cinsel isteksizlik oluşabiliyor.

Bir başka sorun ise, klitoris üstü derinin fazla kalın ve katmanlı olması. Bu durum hem kadının haz almasına engel olabiliyor, hem de adeta mikropenis gibi bir görünüme neden olabiliyor. Eğer labioplasti yapılıp klitorohudoplasti işlemi yapılmazsa hastalar hem görünüm, hem de işlevsellik açısından çok mutsuz olabiliyorlar. Labioplasti ameliyatlarımın neredeyse hemen hepsinde eş zamanlı olarak klitoris üstü estetiği (klitorohudoplasti) yaptığımı söyleyebilirim.

Peki hangi koşullarda yapılıyor bu ameliyat? Zor bir ameliyat mı?

Labioplasti doğru tekniklerle yapılırsa son derece konforlu bir operasyondur. Hasta için zor değildir ama hekim için zor bir operasyondur, çünkü teknik detayı çoktur ve yapılacak en ufak yanlış hastada ömür boyu cinsel sıkıntıya neden olabilir. 

Ben operasyonlarımın neredeyse tamamını klinik koşullarında lokal anestezi altında gerçekleştiriyorum, sohbet ede ede yapıyoruz ameliyatı sonrasında hastalarımı birkaç saat takip edip evlerine gönderiyorum. Akabinde uzun uzun yatışlar veya zor pansumanlar da yok. Bizim söylediklerimize dikkat etmeleri durumunda son derece kolay bir iyileşme dönemi oluyor, 3. günden sonra hastalarım işlerine geri dönebiliyor.

İyileşmeyi belirleyen faktörler; kullanılan ipin özelliğinden dikiş tekniğine kadar çok farklı faktörleri içeriyor. Bu nedenle, labioplasti için en önemli şey deneyimli bir elde opere olmak diyebilirim.

Peki ya vajina daraltma (vajinoplasti) operasyonu hangi durumlarda yapılıyor?

Vajina daraltma operasyonu, genellikle vajinal doğum öyküsü olan kadınlar tarafından talep ediliyor. Vajinal doğumdan sonra bazı kadınlarda vajina eski sıkılığını kazanamayabiliyor. Kollajen yapısı genetik olarak zayıf olan kişilerde de doğum yapmasalar dahi, vajinada zaman içerisinde genişleme olabiliyor ve bu hastalara da vajinoplasti yapabiliyoruz. 

Vajinada bolluk hissi en çok cinsel ilişki esnasında problem yaratıyor. İlişki sırasında ıslanmanın da etkisiyle vajina daha da genişliyor ve hem kadın için, hem de erkek için bu durum keyifsiz bir deneyime dönüşüyor. Bir süre sonra cinsel isteksizlik gelişmesi kaçınılmaz son oluyor.

Tabii tek sorun ilişkisel olmuyor. Vajinanın iç kısmının dışarıdan gözükmesi yani vajinal gapping, genellikle sık vajinal enfeksiyonlara neden oluyor. Bunun dışında bazı kadınlarda da vajinal bollaşmaya bağlı “vajinal gaz” problemi olabiliyor. Bu durum kimi zaman ilişki sırasında, kimi zaman spor yaparken, kimi zaman da günlük hayatta meydana gelebiliyor ve kişide ciddi bir özgüven kaybına neden olabiliyor. Tüm bu problemler vajina daraltma operasyonu ile geride kalıyor. Eğer vajinal doğum öyküsü varsa ve doğum dikişleri (epizyotomi) düzgün iyileşmediyse, eş zamanlı olarak perineoplasti operasyonu ile de doğum dikişlerini düzeltebiliyoruz.


Vajina daraltma operasyonu da labioplasti gibi konforlu bir operasyon mu?

Vajinoplasti operasyonu da labioplasti gibi konforu yüksek, iyileşme süreci kolay geçen bir operasyon. Labioplastiden farklı olarak, vajina daraltma operasyonunu hastanede genel anestezi veya spinal anestezi altında tercih ediyorum. Vajina bir iç organdır ve vajinoplasti operasyonunda vajinanın sadece giriş kısmı değil, rahim ağzına kadar olan tüm kanalın daraltılması gerekir. Hem hastanın, hem de hastanın konforu açısından ameliyathane koşulları daha elverişli oluyor.

Ameliyat sonrası dönem labioplastiden farklı sayılmaz. Hastalarımızı aynı gün hastaneden taburcu ediyoruz, 3 gün evde istirahat ettikten sonra günlük hayatlarına dönebiliyorlar. Ortalama 10 gün basit bir pansuman yapılıyor. Labioplasti sonrası 5 hafta, vajina daraltma sonrası ise 6-8 hafta süreyle cinsel ilişki, spor, deniz ve havuz yasağı var. Hepsi bu kadar…

Ameliyatlardan sonra iz kalıyor mu?

Hayır. Hatta kimi zaman eski hastalarımın jinekolojik muayenelerini yaparken opere etmiş olduğumu unutabiliyorum. Öylesine izsiz, öylesine doğal bir görünüm oluyor. Tabii daha önce de belirttiğim gibi, bu tamamen kullanılan tekniklerle bağlantılı bir durum. Kullanılan sütürden, düğümü bağlama şekline kadar önemli…

Çok övdüğünüz lazerin marifetlerini dinlemek için sabırsızlanıyoruz!

Lazer, daha önce de söylediğim gibi kadınlar için kullanılan en harika teknolojilerden birisi. Genellikle lazerin vajina daraltıcı etkisinden bahsedildiğini görürüz, bir de idrar kaçırma tedavisinde kullanıldığına rastlarız. Oysaki lazeri çok daha geniş bir yelpazede ve tedavide büyük bir başarı oranı ile kullanıyoruz.

Lazerin ana mekanizması termal hasar ile yani ısı etkisi ile dokuyu yakarak yenilenmesini sağlamak. Tabii bu teknolojik bir yanma ve hasar sonucunda etraf dokularda bir hareketlenme olarak, işlemi yaptığımız dokuda neovaskülarizasyon ile kanlanma artışı, neokollajenizasyon ile sıkılaşma ve doku hassasiyetinde artma sağlıyoruz. 

Bu sayede eğer lazeri vajinaya yaparsak, vajina hem sıkılaşıyor hem de doku gençleşiyor. Bu sayede menopoza bağlı kuruluk tedavisinde, vajinal yolla orgazm olmakta zorluk çeken kadınlarda haz tedavilerinde, hiçbir problemi olmayan kadınların daha kaliteli cinsellik yaşayabilmeleri için, kronik vajinal akıntı şikayeti olan hastalarımızda mukozayı yenileyerek enfeksiyon tedavisinde kullanabiliyoruz.

Özellikle menopoz dönemindeki hastalarda, PRP veya hyalüronik asit tedavileri ile birleştiğinde aldığımız sonuçlar gerçekten mükemmel oluyor! Hasta memnuniyeti bu işlemlerde çok yüksek.

Gördüğünüz gibi vajina daraltmadan en son bahsediyorum. Lazeri vajina daraltma amacıyla genellikle vajinal doğumu olmadığı halde vajinada esneklik, ilişki esnasında bolluk hissi veya ilişkide veya normal hayatta vajinadan gaz çıkması şikayetini sık yaşayan hastalarda kullanıyorum.

Vajinal doğumu olan hastalarda genellikle cerrahi yolla vajina daraltma daha etkin oluyor.

Bir de “orgazm aşısı” diye bir şey var öyle değil mi? Orgazmın gerçekten aşısı var mı?!

Ah olmaz mı! Ne güzel olur değil mi orgazmın yüzde 100 etkili bir aşısı olsa...

Orgazm aşısı yani “O Shot” vajina ön duvarına ve klitoris etrafına PRP yapılması işlemine verilen işlemdir. Temel mantık, PRP’nin içerdiği büyüme faktörleri sayesinde klitorisin ve vajina ön duvarının  duyarlılığının artırılmasıdır. Zaten klitorisin 2 bacağı da vajina ön duvarında olduğu için bu alana yapılan işlemlerle, vajinal yolla orgazm olmak kolaylaşır.

Orgazm çok karmaşık bir olaydır. Bugüne kadar tek bir sefer orgazm olmamış bir kadına kesinlikle orgazm aşısı yapmam! Çünkü sonuç tam bir hayal kırıklığı olur. Böyle bir kadında olay psikolojiktir. Ancak klitoral orgazm olabilen bir kadın, ilişki esnasında vajinal yolla orgazm olabilmek veya daha rahat orgazm olabilmek isterse; işte o zaman O Shot yaparım ve hasta da fayda görür.

O shot’ı vajinal lazer uygulaması ile birlikte uyguladığımda ise tam bir voltran oluşuyor diyebilirim! O shot’ı tek başına yaptığım çok nadirdir.

Son olarak okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Genital estetik operasyonlar ve kozmetik jinekolojik işlemlerin tamamı, kadının konforunu ve hayat kalitesini artırmak için yapılan işlemler. Her ne kadar adında “estetik” kelimesi geçse de estetikten çok “fonksiyonel” işlemler yaptığımızı düşünüyorum. Bu nedenle, genital bölgesi ile ilgili görünüşsel veya işlevsel anlamda sorun yaşayan hemcinslerimin bu alanda çalışan hekimlere mutlaka başvurmalarını öneriyorum. “Keşke bu kadar beklemeseydim” cümlesi, hastalarımdan en çok duyduğum cümle!

Operasyonlar, işlemler, enjeksiyonlar… O kadar çok opsiyon var ki! Yaşanan problem her ne olursa olsun bir çözüm bulabileceğimize eminim; yeter ki yardım istemekten çekinmeyin.

19/04/2023
Paylaş: