Estetik Dergisi

SERBEST RADİKALLERE SAVAŞTA SAĞLIKLI YAŞAM DESTEĞİNİZ ResQ Plus

SERBEST RADİKALLERE SAVAŞTA SAĞLIKLI YAŞAM DESTEĞİNİZ ResQ Plus

Serbest radikaller çok sık duyduğumuz fakat ne olduğunu tam olarak da bilmediğimiz toksik maddelerdir. Haydi Serbet Radikalleri daha yakından tanıyalım.

Serbest radikaller, elektron açlığı çeken, hücrenin DNA’sından, iç yapısından, zarından “elektron hırsızlığı” yaparak hücrelerimizi hızla paslandıran ve yaşlandıran kötü huylu moleküllerdir. Hepimiz yaşamımız boyunca sürekli olarak serbest radikallerin saldırısına uğrarız. Öyle ki vücudumuzdaki her hücre her gün yaklaşık 10.000 serbest radikalin saldırısına maruz kalır.

Çevre kirliliği, orman yangınları, besin üretimindeki teknolojik gelişmeler, stresin yüksek olduğu modern şehir yaşamı, X-Ray ve UV ışınlarının serbest radikallerin çoğalmasına katkı sağladığını biliyoruz. Özellikle ağır metallerle yüklü şehir atmosferleri, genetiği ile oynanmış gıdalar, aşırı şeker tüketimi, aşırı alkol ve sigara kullanımı, aşırı kilo alımı serbest radikallere adeta davetiye çıkarmaktadır.

Serbest radikaller bir kez oluştuğunda, zincirleme bir reaksiyon başlatırlar. İlk serbest radikal, bir molekülden elektron kapar, böylece molekülün yapısını bozarak onu da bir serbest radikale dönüştürür. Bu molekül de başka bir molekülden elektron kaparak, onun yapısını bozar ve o molekülü serbest radikale dönüştürür. Bu domino etkisi en sonunda tüm hücrenin yapısını bozarak, hücreye zarar verebilir.

Bazen bu serbest radikaller enzimlerin aktif yerinden sızarlar, moleküler oksijenle etkileşirler ve sonuçta Serbest Oksijen Radikalleri oluşur. Serbest Oksijen Radikalleri son yörüngelerinde yedi elektron taşıyan ve kendi dengelerini sağlamak için sekizinci elektronu arayan tehlikeli radikallerdir.

Peki bu Serbest Oksijen Radikalleri bedenimizde hangi hastalıklara yol açabilirler:

Ciltde: Erken yaşlanma, dermatit, kanser
Gözde: Makuler dejenerasyon (sarı nokta), retinal dejenerasyon, katarakt
Bağışıklık Sisteminde: Kronik enflamasyon, otoimmün hastalıklar, kanser
Damarlarda: Ateroskleroz, damar iç dokularında fonksiyon kaybı, yüksek tansiyon.
Kalpte: İnfarktüs (kalp krizi), korener kalp yetmezliği.
Beyin ve Sinir Hücrelerinde: Migren, kanser, alzheimer, parkinson, inme.
Akciğerde: Astım, alerjiler, kanser
Eklemlerde: Romatoid artrit, osteoartrit
Böbrekte: Kronik böbrek yetmezliği, nefrit 

Bununla birlikte tüm şehir yaşantısından uzaklaşıp doğaya dönsek bile hidrojen peroksit, lipit peroksitler ve süper oksitler gibi serbest radikallerden tamamen kurtulmamız mümkün değildir; çünkü bu bileşikler hücre metabolizmasının normal işleyişi sırasında açığa çıkan toksik yan ürünlerdir ve vücudumuzda bulunan endojen antioksidanlar tarafından etkisiz hale getirilmeleri gerekir.

VÜCUDUN SÜPER KAHRAMANLARI ANTİOKSİDANLAR

Oksijenin zararlı bir formu olan Reaktif Oksijen türlerinin oluşumunu ve bu maddelerin meydana getirdiği hasarları önlemek ve detoksifikasyonu (toksinlerden arınma) sağlamak üzere vücutda görev yapan savunma sistemlerine “Antioksidan Savunma Sistemleri” ya da “Antioksidanlar” adı verilir. Antioksidanların görevi basit olarak Serbest Radikallerin fazlasını etkisizleştirmek, toksik etkilerine karşı hücreleri korumak ve hastalıkları önlemektir.

Vücudumuzda antioksidanlar olmasaydı serbest radikaller dönüşü olmayan zararlara sebep olurlardı. Fakat bedenimizdeki Serbest Radikal miktarı Antioksidan miktarını geçtiğinde tehlike çanları çalmaya başladı demektir. İşte bu duruma Oksidatif Stres denir. Oksidatif Strese maruz kalan vücudumuzda endojen (vücut tarafından üretilen) antioksidanlar yetersizliği sonucu karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve DNA’mız zarar görmeye, bozulmaya başlar. Serbest radikallerin artması gastrointestinal hastalıklardan infertiliteye, kardiyovasküler hastalıklardan solunum ve boşaltım sisteminde bozukluklara kadar birçok rahatsızlığa karşı yatkınlığımız arttırabilir. Oksidatif Stres hücrelerimizin dolayısıyla bizlerin yaşlanma sürecini hızlandırır ve daha ileri aşamalarda hücrelerimizin kanserleşmesine kadar gidebilecek sürece maruz kalabiliriz.

Metabolizmamızda sürekli olarak Oksidasyon meydana gelmekte, dışarıdan alınan reaktif oksijen maddeler de bu Oksidasyonu hızlandırmaktadır. Serbest Radikal seviyeleri ile doğrudan ilişkili olan bu hastalıkların önlenebilmesi için oksidan maddelerin antioksidanlar ile dengede olması çok önemlidir. Dengeli beslenme ve yeterli miktarda antioksidan alımı ile Serbest Radikallerin olumsuz etkilerinden kendimizi koruyabilir, hastalıkların görülme riskini azaltabilir , daha kaliteli ve uzun yaşam sürebiliriz.

Serbest Radikallere karşı savaşınızda size destek olacak çok etkin bir antioksidan bileşen olarak üretilen ResQ Plus, Antioksidan dengenizi sağlamakta size destek olacaktır.

ResQ Plus Glutatyon, Resveratrol, Koenzim Q10, Kuersetin, Epikateşinler, Lutein ve Zeaksantin içermektedir.

Glutatyon bilim insanları tarafından antioksidanların anası olarak adlandırılmakta ve vücudun Detoks Sisteminde hayati bir değer taşımaktadır. Endojen olarak sentezlenen Glutatyon yaş, yaşam tarzı ve çevresel faktörlere bağlı olarak zamanla azalabilmektedir.

Glutatyon, enerji santrallerimiz olan Mitokondride enerji üretimi sırasında ortaya çıkan serbest radikalleri ortamdan uzaklaştırıp vücudun sağlıklı enerji üretmesine ve enerji seviyesinin artmasına yardımcı olma konusunda tam bir uzmandır. Sağlıklı enerji üretimi cilt hücreleri dahil tüm hücrelerin işlevlerini tam olarak yerine getirmesi, kronik yorgunluğun önüne geçme ve hastalıklara yakalanma riskini azaltması açısından oldukça önemlidir.

Glutatyon tam anlamıyla yaşlanma karşıtı bir moleküldür. Sağlıklı enerji üretimi ile yaşlanmanın olumsuz etkilerinden korunarak sağlıklı yaşlanmak ve bağışıklık sisteminin işlevselliği daha mümkün hale gelmektedir.

Bedende biriken ağır metalleri ve kimyasalların temizliğinde de Glutatyon çok aktif bir rol oynar. Arsenik, bakır, kadmiyum ve nörotoksik cıva gibi ağır metallerin temizlenmesi, meyve ve sebzelerdeki kimyasal atıklar, et ve süt ürünlerindeki hormonlar ya da antibiyotiklerden vücudumuzu arındırmak için de Glutatyon ihtiyaç duyduğumuz en önemli moleküldür. Beynimiz Dopamin ve Seratonin salgılaması için Glutatyona ihtiyaç duyar, ayrıca Glutatyon eksikliğinin Majör Depresif Bozukluk, Bipolar Bozukluk, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Otizm ve Alzheimer gibi bir çok zihinsel ve nörolojik durum ile ilişkili olduğu bildirilmektedir.

Resveratrol, üzümün kabuğundan sentezlenen çok güçlü antioksidandır. Yapılan bir ok klinik çalışmada Resveratrol’ün antioksidan, anti-tümör, hücre koruyucu ve antienflamtuar etkinliği gösterilmiştir. Ayrıca kalp ve damar sağlığının korunmasında çok güçlü bir yardımcıdır.

Resveratrol, Serbest Radikallere karşı süpürücü etkisi, habis hücrelere karşı koruyucu, durdurucu ve yok edici etkinliği ile son yıllarda kanser ile mücadelede öne çıkan bir yardımcı moleküldür.

Koenzim Q10 çok güçlü bir antioksidandır ve mitokondride enerji üretimi sırasında elektron taşınmasında aktif bir rol oynar. Koenzim Q10 seviyesindeki azalma hücre yaşlanmasını hızlandırır. Kronik yorgunluğun giderilmesine destek olmasının yanında migren, yüksek tansiyon, kas ağrıları ve baş ağrılarının düzeltilmesine destek olur.

Kuersetin, antioksidan, antialerjik ve antienflamtuar etkinliğe sahiptir. Atletik performansı arttırır, kemik sağlığını ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Kronik yorgunluğun önlenmesi, enerji seviyelerinin yükseltilmesi ve hastalıkların iyileşme sürelerini kısaltma konusunda güçlü bir yardımcıdır.

Epikateşinler, vasküler, viral, gastrointestinal ve enflamasyona bağlı hastalıkların tedavisinde kullanılan polifenol grubundan bitkisel antioksidan flavonidlerdir.

Lutein, karoten ailesine üye bir antioksidandır ve cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak anti-aging etki göstermektedir. Göz sağlığı için de vazgeçilmez bir molekül olan Lütein, göz retinasını zararlı ışınlardan korumaya ve sarı nokta hastalığının tahribatını engellemekte çok güçlü bir yardımcıdır.

Zeaksantin, cildi ultraviyole ışınlarına karşı koruyarak derinin erken yaşlanmasını engellemeye yardımcı olan güçlü bir antioksidandır. Göz sağlığı üzerine de büyük etkileri vardır. Yaşlanma etkilerini geciktirerek yaşa bağlı göz hastalıklarının engellenmesine destek olur. Görme yeteneğinin devamlılığı, katarakt ve sarı nokta hastalıklarının önlenmesinde yardımcıdır.

Oksitatif Stresi Tetikleyen Unsurlar

Endojen Antioksidanların azalması Hava kirliliği
Sigara içmek
Aşırı Alkol tüketimi
Toksinler
Stresli yaşam tarzı
Yüksek kan şekeri seviyeleri
Çok miktarda çoklu doymamış yağ asidi tüketmek Radyasyon, güneş ışınlarına aşırı maruz kalma
Bakteri, mantar veya virüs enfeksiyonları
Aşırı demir, magnezyum, bakır veya çinko alımı
Vücutda çok az oksijen bulunması
Vücutda çok fazla oksijen bulunması
Doku hasarına neden olan yoğun ve uzun süreli egzersiz

Eğer yukarıda saydığımız olumsuz koşullara maruz kaldığınızı düşünüyorsanız serbest radikallere karşı savaşta kendinize sağlıklı bir yaşam desteği edinmelisiniz.

01/12/2019
Paylaş: