MEME ESTETİĞİ HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ
Op. Dr. İlknur BAYIR
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı
1991 yılında Malatya’ da doğdum. 2008 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’ nde Tıp Eğitimi’ne başladım. 2014 yılında başarıyla mezun oldum. Aynı yıl mezun olduğum üniversitenin Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’na Araştırma Görevlisi olarak başladım. 2021 yılında uzmanlık eğitimimi bitirdim. 2021-2022 yıllarında mecburi hizmet görevimi Amasya Devlet Hastanesi ve Yozgat Şehir Hastanesi’nde tamamladım. Şu anda İstanbul Lotus Nişantaşı’nda kurucusu olduğum klinikte çalışmalarıma devam etmekteyim.
Son yıllarda gerek dünyada gerekse de ülkemizde estetik ameliyatlara ilgi artarak devam etmektedir. İnsanlar kendilerinin ve vücutlarının farkına vardıkça ve rahatsız oldukları durumlardan kurtulabilecekleri gerçeğine ulaştıkça, estetik ameliyatlara olan ilgi de artarak devam edecektir.
Dünya üzerinde en fazla yapılan estetik ameliyatlar burun estetiği, meme estetiği, liposuction, yüz germe ve karın germe ameliyatları şeklinde sıralanabilir.
Biz bu yazımızda meme estetiği hakkında tüm merak edilen konuları ele alacağız.
Meme, kadın cinsiyeti için dişiliğin en önemli göstergelerindendir. Gerek estetik açıdan gerekse de annelik için olmazsa olmazdır. Her kadında meme gelişimi aynı şekilde ve aynı zamanda olmaz. Bazı kadınlarda meme daha erken zamanda hızlı bir büyüme gösterirken bazı kadınlarda yeterli olarak gelişim gösteremeyebilir. Bu durum genetik faktörlere bağlı olabileceği gibi hormonal ve fizyolojik faktörlere de bağlı olabilir.
Meme ile alakalı kadınların karşılaştıkları temel şikayetler ya boyutlarının küçük olması, ya büyük olması ya da beklenenden daha sarkık olmasıdır. Günümüzde her şikayetin estetik açıdan çözümü mevcuttur.
Memeler olması gerekenden daha küçükse…
Memeler olması gerekenden daha küçükse meme büyütme ameliyatları yapılır. Meme büyütme ameliyatlarında eksik olan volümü yerine koymak için genellikle silikon implantlar yerleştirilir. Bazı özel durumlarda ise yağ enjeksiyonu yapılabilir. Ben kendi pratiğimde sadece yağ enjeksiyonu ile meme büyütme yapmıyorum, silikon implant yerleştirdikten sonra daha doğal görünüm elde etmek ve dokununca silikonun daha az hissedilmesi için silikon çevresine yağ enjeksiyonu yapmayı tercih ediyorum. Silikon implantlar şekillerine göre damla model yani anatomik ve yuvarlak model olmak üzere iki çeşittir. Damla modeller yön değiştirdiğinde memede şekil bozukluğuna neden olabileceğinden, dokuya daha iyi tutunması gerekir. Bu nedenle yüzeyleri pürüzlüdür. Yuvarlak modellerde ise bu durum olsa bile, şekil bozukluğuna neden olmayacaktır ve yüzeyleri bu nedenle genellikle parlak yani pürüzsüzdür. Her iki silikon çeşidinin de birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Gerek şekil gerek boyut için seçim yaparken hastalarımızın isteklerini göz önünde bulunduruyoruz ve hastamızla ortak karar veriyoruz. Ben genellikle dekolte bölgesini daha belirgin hale getirdiği ve sonuç olarak daha iddialı görüntü kazandırdığı için yuvarlak model tercih ediyorum. Hastalarımızdan “acaba doğal olur mu?’’ sorusunu çok alıyoruz. Aslında gerek yuvarlak model gerekse de damla model uygun hastada uygun şekilde kullanıldığında doğal sonuçlar oluşturacaktır. Ancak olmazsa olmazımız hastalarımızın istekleridir.
Kadınlar her zaman memelerinin küçük olmasından şikayet etmezler. Memelerindeki büyüklükten de şikayetçi olan geniş bir hasta grubu mevcuttur.
Memeler rahatsızlık verecek kadar büyükse…
Bu durumda meme küçültme ameliyatları söz konusu olmaktadır. Ben, meme küçültme ameliyatlarını estetik ameliyat olarak değerlendirmiyorum; sağlık sıkıntısı nedeniyle yapılan ameliyatlar olarak değerlendiriyorum. Çünkü büyük memeler kadınlarda oluşturduğu ağırlık nedeniyle duruş bozukluklarına, sütyen askı izlerine, yaz aylarında kronik pişiklere, toplum içerisinde özgüven eksikliği gibi birçok duruma neden olmaktadır. Bu durumlar ise gerek fiziksel gerekse de psikolojik olarak sıkıntılara neden olmaktadır. Bu durumlarda memeden bir miktar meme ve yağ dokusu çıkarılıp tekrardan şekillendirme işlemi yapılır. Ancak hasta şikayetlerinde memedeki büyüklükten mi yoksa sarkıklıktan mı rahatsız oldukları iyi ayırt edilmelidir. Bazen meme volümünden memnun olup, sadece sarkıklıktan rahatsız olabiliyorlar. Bu durumda mümkün olduğunca doku çıkarılmayıp sadece deri çıkarılıp şekillendirme işlemi yapılır. Ancak bunun için hastanın ameliyat öncesinde yeterli meme volümü olmalıdır. Meme volümü yetersiz, sarkık olan kişilerde ise bu eksiklik silikon implantlarla tamamlanıp şekillendirme işlemi yapılır. Bu ameliyatlar protezli meme dikleştirme ameliyatları olarak bilinir.
Meme boyutlarında asimetri varsa…
Meme ameliyatları meme boyutlarında asimetri olması durumunda da yapılabilir. Her kadında memeler simetrik olmak zorunda değildir. Bu durumda küçük meme mi büyütülecek, büyük meme mi küçültülecek, birisi büyütülüp diğeri mi küçültülecek, dikleştirme mi planlanacak hasta ile konuşulup beklentileri anlaşıldıktan sonra karar verilmelidir.
Meme estetiği sonrası…
Gerek meme büyütme, gerek meme küçültme, gerek meme dikleştirme, gerekse de protezli meme dikleştirme ameliyatlarından sonra kişinin aşırı kilo alıp vermesi, gebelik geçirmesi, hormonal tedavi alması ya da sadece yaşlanma bile meme şeklinde değişikliklere neden olacaktır. Yıllar içerisinde ne olursa olsun memeler aynı kalacaktır şeklinde bir güvence vermemiz hekim olarak mümkün değildir.
Meme estetiğinin emzirmeye etkisi…
Meme ameliyatlarında süt bezlerine ya hiç dokunulmaz ya da çok az bir miktarı çıkarılır. Süt kanallarına ise çok özel şartlar haricinde dokunulmaz. Bu özel şartımız memenin çok büyük olması ve kişinin ileri yaşta olmasıdır. Bu iki durum birlikte ise süt kanalları ameliyat öncesinde hasta ile konuşularak kesilebilir. Bu özel durum haricinde süt kanallarına ve süt bezlerine zarar vermediğimiz için bu ameliyatlar sonrasında emzirme genellikle etkilenmez.
İzsiz meme estetiği mümkün mü? ...
Tüm bu ameliyatlarda az ve ya çok iz kalma durumu söz konusudur. Hiç bir ameliyatta iz olmama olasılığı yoktur. Bu izlerin miktarı ve yeri kullanılan cerrahi tekniklere göre değişiklik gösterir. Erken dönemde izler genellikle kırmızı-mor renkli olur, yıllar içerisinde ise soluklaşır ve sedefi bir renk haline gelir. Ancak hiçbir zaman tamamen kaybolmaz. Herkeste yara iyileşmesi farklı olduğu gibi iz durumu da farklı olacaktır. İz, hastanın yara iyileşme fizyolojisine, kullanılan cerrahi malzemelere ve cerraha göre değişiklik gösterir. Yani tek bir nedene bağlı değildir. Bu ameliyatlardan sonra iz azaltıcı kremler ya da bantlar kullanılabilir, uzun dönemde lazer uygulaması yaptırılabilir. Bazen bu uygulamaların hiç birini tercih etmeyip sadece izlerini dövme ile kapatan hastalarımız bile bulunmaktadır. Bu durum tercihe kalmıştır.
Meme estetiği sonrasında dikkat edilmesi gerekenler…
Meme estetiği sonrasında genellikle ilk 6 hafta sporcu sütyeni kullanılmasını öneriyoruz. Kontrollerin aksatılmaması, her şeyin yolunda gitmesi için olmazsa olmazdır. Yatarken sırt üstü yatılmalı ve yüzüstü yatılmamaya özen gösterilmelidir. Erken dönemde yürüyüş gibi hafif egzersizler yapılabilir ancak ilk 3 hafta ağırlık kaldırılmamalıdır. Birinci ay ile beraber ağır egzersizlere kademeli olarak başlanabilir. Erken dönemde şişliklerin olacağını mutlaka anlatıyoruz. Nihai sonuçlar 3. aydan itibaren çıkmaya başlayacaktır ve bunun için acele etmiyoruz. Mümkün olduğunca ilk 6 hafta travmadan korunmasını öneriyoruz.
Meme, sonuç olarak burun, göz kapağı ya da yüz kadar görünmese de kadınlar üzerindeki etkisi en az onlar kadar mevcuttur. Ameliyat sonrasında hastalarımın gözlerindeki mutluluğu görmek, öz güvenlerini hissetmek beni çok sevindiriyor. Hatta bazen hastalarımın kıyafet seçimlerinin bile değiştiğini gözlemliyorum.
Bir insanın hayatına dokunabilmek çok kıymetli…
12/04/2023