Estetik Dergisi

KALP SAĞLIĞINIZA DİKKAT PROF. DR. ADNAN KAYA

KALP SAĞLIĞINIZA DİKKAT  PROF. DR. ADNAN KAYA


KALP SAĞLIĞINIZA DİKKAT

Prof. Dr. ADNAN KAYA
Kalp ve Damar Hastalıkları 

Kalp ve Damar Hastalıkları alanında tıp dünyasında başarılarıyla adından çok sık bahsedilen Prof. Dr. Adnan Kaya ile bir araya geldik. 
Kalp Sağlığıyla ilgili merak edilenler hakkında Prof. Dr. Adnan Kaya çok önemli bilgiler paylaştı.

Kalp ve damar hastalıklarında son dönemde bir artış mevcut mu?


Son zamanlarda medyaya yansıyan genç  ölümler, ünlü insanların kalp krizi geçirmesi sonrasında doğal olarak aklımıza bu soru gelmekte.
Biz de genel olarak her ne kadar elimizde kesin kanıt olmasa da böyle bir yaygınlaşmanın olabileceğini öngörmekteyiz. 
Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ortalama ömür beklentisinin uzaması ile birlikte, kardiyovasküler risk faktörlerinde değişme kalp damar hastalıklarının artışına sebep olabilir.  Özellikle obezitede artış, tansiyon yüksekliği, kan şekeri yüksekliği, uyarıcı madde kullanımı, sigara kullanımı gibi riskli durumlar kalp damarlarının yıpranma hızını arttırarak kalp kaynaklı ölümleri dünyada kanserden önce bir numaraya yükseltmiştir 

Kalp krizi nedir?

Kalp krizi, kalp damarlarının bir tanesi veya birden fazlasında gelişen darlık veya tıkanıklığa bağlı olarak, kalp kasının beslenme bozukluğuna bağlı gelişen klinik bir durumdur. Kalp krizi bazı hastalarda ciddi şikayet oluşturmasa da büyük çoğunlukta ölümcül olabilmektedir.

Kalp krizinde ne gibi şikayetler olur?

Kalp krizinde göğüste beliren omuza, kollara, çeneye ve dişlere, sırta yayılan özellikle baskı şeklinde 10-15 dakikadan daha fazla süren ağrı olur. 
Ağrı ile birlikte hastada terleme, bulantı, bazen kusma görülebilir. Bazı hasta gruplarında özellikle şeker hastalarında nefes darlığı, kondisyonda azalma daha belirgin olduğu için zaman zaman hastalarımız kalp krizini sadece bir çarpıntı, baş dönmesi gibi şikayetlerle de yaşayabilir. Hasta kendinde, vücudunda ve kondisyonunda bir farklılık hissettiğinde mutlaka bir sağlık kuruluşunda kardiyoloji muayenesi olmalıdır. 

Kalp krizlerinde ne gibi tedavi yöntemleri vardır?

Öncelikle kalp krizi geçiren bir hasta, bir sağlık kuruluşunda yatarak tedavi altına alınmalıdır. Kalp krizi tanısı konulduktan itibaren, kan sulandırıcı ilaçlarla kalp damarlarında oluşan pıhtının ilaçlı tedavisi hemen başlanmalıdır. Daha sonrasında anjiyografi yapılarak, kalp damarlarının anatomisi görülmelidir. Damarlardaki tıkanıklıklar anjiyografik yöntemle belirlenir ve balon anjiyo plasti ya da stentleme yöntemiyle bu darlıklar mümkünse  cerrahi işlemler olmadan açılır. 
Ancak nadir de olsa bazı hastalar acil bypass ameliyatı gerektirmektedir. Özellikle son yıllarda teknolojinin gelişmesi, operatör tecrübesinin artması gibi faktörler hastalarımızın da faydasına olacak şekilde açık ameliyatları yüksek oranda azaltmıştır.
 
Balonlama yöntemi yapılan hastalar bypass şansını kayıp mı ediyorlar?

Kalp damar hastalıkları genellikle damarların kök ve gövde kısımlarını tutmaktadır. Ancak özellikle şeker hastalarında damar tutulumu yaygın olabilmektedir. Kök ve gövde darlıklarının balon anjiyo plasti ya da stent ile açılması hastanın daha sonra gerekebilecek bypass şansını korumaktadır. Ancak özellikle şeker hastalarında, damarına bağlı yaygın damar hastalıklarına bağlı olarak, çoklu stent kullanımı ilerleyen yıllarda stentlerin daralma ya da tıkanma ihtimalini artırabilmektedir. Şeker hastalarında kalp damar hastalığı yaygınlığı fazla ise açık ameliyat yani bypass bir opsiyon olabilir. Son 5-10 senede gelişen ilaçlı balon tedavisi, özellikle yaygın damar hastalarında, küçük damar hastalarında ve şeker hastalarında balon anjiyo plasti faydasını  artırmaktadır. Böylelikle bazen bypass rezervi olmayan hastaya da mükemmel bir tedavi seçeneği olmaktadır 

Hocam son olarak kalp damar hastalarına önerileriniz nelerdir?

Kalp krizi geçiren ya da tespitli kalp damar hastalığı olan, stentleri olan hastalarımıza önerilerimizi üç başlık altında toplayabiliyoruz
  1. Alkol, sigara gibi kötü alışkanlıkların bırakılması. Özellikle diyabet, tansiyon yüksekliği ve kolesterol yüksekliğinin tedavi ile kontrol altına alınması.
  2. Haftada 4-5 gün 45 dakika sürecek şekilde tempolu yürüyüş, yüzme ya da bisiklet sürmek gibi egzersizlerin alışkanlık haline getirilmesi.
  3. Diyet ile özellikle rafine karbonhidratlardan uzak durulmalı, dengeli ve ölçülü bir tarz olan Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Bununla birlikte hastalarımızın günlük su tüketimlerini 2-3 litre arasında tutmalarını önermekteyiz. Stresten uzak bir yaşam da hastalar için çok idealdir.



 
 
31/08/2025
Paylaş: